1 Nisan 2009 Çarşamba

Esnaflar Cehenneminden Kaçış

Sevgili okur,
Şimdi bu güzide Üsküdar şehrinde bir sokak var ama onu diğer sokaklardan farklı kılan bir şey var. Sokakta milyonlarca tane esnaf var. Evet, yalnış duymadınız, bir sokakta o kadar esnaf olabilir mi demeyin, gerçekten var, dün saymaya çalıştım ama akşam oldu, hepsi evine gitti o yüzden sayamadım. Eve geldiğimde de kaldığım sayıyı unuttum.

Şimdi, ee tamam var da nolmuş diyebilirsin. Esnaflar kötü insanlar mı? Esnafına göre değişir tabi ama bu sokaktaki esnaflar bir farklı, daha bir coşkulu, daha bir gürültülü, daha bir enteresan. Aralarından geçerken sanki sen yokmuşsun gibi sokağı inleten naralarla birbirlerine sesleniyorlar, hiç de hoş olmayan espriler yapıyorlar (ayıp anlamında değil, hiç hoş değil yani komik değil). Mesela geçen bir kediye laf atıyorlardı, hayvan ne yaptığını, ne yapacağını şaşırdı, öylece teslim etti kendini esnaflar cehennemine.

Mesela burada bir esnaf var, dükkanının önüne içine para atılınca çengeli hareket ettirerek peluş hayvan alabildiğiniz bir makine koymuş ve ne zaman birileri para atsa ve oyuncak almaya çalışsa koşarak makinenin yanında bitiveriyor ve engin yorumlar yapıyor, taktikler veriyor, kah az sağa diyor kah az sola diyor. Gözlerinde bir heyecan beliriveriyor, o kadar sıkılmış kanımca.

Sevgili okur, sen sen ol o sokaktan geçme diyorum, zira birden bire üzerine doğru koşan milyonlarca esnaftan kaçarken bulabilirsin kendini.

Kediden hala haber yok.

Saygılarımla,




Ha bir de esnaf demişken böyle bir şey vardı di mi? Çocukluk travması...

Hiç yorum yok: