
Bugün uzun süredir yapamadığım, yapamadığım için de içimi paramparça eden bir şeyi yaptım. İstanbul Boğazı adı verilen, Yunanca Bosphorus kelimesinden gelen deniz parçasından karşıya geçerken beni çok heyecanlandıran bir şey yaptım. Öncelikle bu Bosphorus'un nereden geldiğini açıklayayım yoksa içim rahat etmeyecek. Efendim şimdi bu kelime iki ayrı kelimenin birleşimidir. Bu kelimer "Bous" yani Yunancada "Öküz, İnek" ve "Poros" yani, "Geçit" kelimeleridir. İkisini birleştirince Geçit Öküzü veya Öküz Geç ya da Öküzlü Geçit gibi şeyler ortaya çıkabilir, ancak buradaki en iyi birleşim "Öküz Geçiti" veya "İnek Geçiti" şeklindedir. Evet, şu anda da bu geçitten geçerken etrafımıza baktığımızda bir sürü öküzün olduğunu görebiliyoruz ama asıl hikaye yine birçok şey gibi Antik Yunan'dan geliyor. Süper ötesi tanrımız Zeus yine bir çapkınlık yapıyor ve sevgilisi Io'yla birlikteyken kıskanç eşi Hera tarafından basılıyor. Ardından kaçması için bir inek kılığına sokuyor ve bu kızcağız da o haliyle yüzerek karşıya geçiyor. İşte bu yüzden buraya Boshphorus adı veriliyor.


2 yorum:
Sevgili Talihsiz Şeyler Kişisi,
Seni kimse ihbar etmedi mi yahu orda, 84 TL'lik ceza o hıçkırıkları hemen durdurabilirdi:)
Etimoloji köpüklü bir beladır, kurtulanlar yaşayabilir sadece :) Karpuz kabuğundan Jove'un dötünü yaparak kapatıyorum bu yorumumu :)
60'tı en son, 84 mü oldu? 60 eski adıyla yetale yeni adıyla tele sokmuşum o zaman güzide vatanıma, vahlar olsun eyvahlar olsun! Jove'un selamı varmış, g.tü kocamanmış öyle dedi.
Yorum Gönder